• En Popüler Likit Aromaları: Kullanıcıların Favorileri

    Elektronik sigara kullanıcılarının en keyif aldığı kısım ne biliyor musun? Yeni aromaları denemek. Çünkü her likit, farklı bir karaktere sahip — kimi ferah, kimi tatlı, kimi meyve gibi taze. Bazı aromalar ilk denemede unutulmaz olur, bazıları ise birkaç çekimden sonra “benlik değilmiş” dedirtir.
    Ama yıllardır e-sigara dünyasında bir gerçek değişmedi: bazı aromalar, milyonlarca kullanıcı arasında klasikleşti.

    İşte bu yazıda, kullanıcıların en çok tercih ettiği, hem tat hem koku olarak öne çıkan en popüler likit aromalarını tek tek inceleyeceğiz. Tatlı seven de, ferahlık arayan da, meyve manyağı da burada kendini bulacak.


    1. Meyve Aromaları: Canlı, Taze ve Vazgeçilmez

    Meyveli aromalar, e-sigara dünyasının en kalabalık ailesidir. Çünkü hemen herkesin damak zevkine hitap eden bir meyve vardır. Kimisi çilekli likit olmadan yapamaz, kimisi buzlu karpuz aromasıyla ferahlığın tadını çıkarır.

    Çilek (Strawberry):
    Klasiklerin en başında gelir. Tatlı ama boğmayan bir aromadır. Özellikle vanilya veya kremalı likitlerle karıştırıldığında efsane bir denge oluşur. Çoğu kullanıcı “günlük içim” olarak çilekli likiti tercih eder, çünkü hem tatlı hem yumuşak bir karaktere sahiptir.

    Karpuz (Watermelon):
    Yaz aylarının favorisi. Hafif, ferah ve buzlu versiyonlarıyla çok popülerdir. Özellikle “watermelon ice” veya “cool watermelon” aromaları, mentol tadıyla birleştiğinde içimi inanılmaz keyifli hale getirir.

    Mango (Mango Ice):
    Tropikal tatları sevenlerin gözdesidir. Hafif ekşi, hafif tatlı yapısıyla hem tuzlu hem tatlı likit sevenleri memnun eder. Üstelik mentollü versiyonlarıyla son dönemde büyük bir patlama yaşadı.

    Üzüm (Grape):
    Tatlı seven ama boğucu aroma istemeyen kullanıcılar için ideal. Hem serinlik hissi verir hem de yoğun tat bırakır. Özellikle “grape ice” likitler, hem salt hem freebase versiyonlarında çok tercih edilir.

    Elma, Şeftali ve Limon:
    Klasik tatlar arasında her zaman yerini korur. Elma aroması daha tatlı ve rahatlatıcıyken, limon ferahlatıcıdır. Şeftali aroması ise yumuşak içim sevenler için adeta bir “gizli kahraman”dır.

    Kısacası, meyveli likitler, “gün boyu içilebilir” aromalardır. Hafif, taze ve her ortama uygun oldukları için kullanıcıların en sık tercih ettiği kategori budur.


    2. Tatlı Aromalar: Kahveyle, Tatlıyla, Keyifle Gidenler

    Tatlı aromalar, özellikle sigarayı bırakıp damağında dolgun bir tat arayan kullanıcıların favorisidir. Bu aromalar genellikle kremalı, vanilyalı, çikolatalı veya kahveli notalar taşır.

    Vanilya Custard:
    Bir efsane. Yumuşak, dolgun ve tatlı… Ama baymadan tatlı. Vanilya kremasının pürüzsüz tadı, her çekimde ağızda uzun süre kalır. Özellikle kahveyle mükemmel gider.

    Karamel:
    Tatlı aromalar içinde en popüler olanlardan biri. Hafif yanık karamel aroması, hem sıcak hem tatlı bir his yaratır. Bazı kullanıcılar karamel likitleri tütün aromalarıyla karıştırarak “dessert tobacco” deneyimi elde eder.

    Donut, Cookie, Cheesecake:
    Tatlıyı abartanların tercihi. Bu aromalar, özellikle kahve molalarında ya da akşam keyiflerinde müthiş gider. Cheesecake aroması hafif ekşimsi tadıyla farklı bir deneyim sunar.
    Ancak bu tür aromalar coil’i çabuk kirlettiği için dikkatli kullanılmalı — sık coil değişimi gerekebilir.

    Kahveli Likitler:
    Gerçek kahve aroması sevenler için biçilmiş kaftan. “Hazelnut Coffee”, “Caramel Latte” gibi aromalar, sabah kahvesiyle birebir uyum sağlar.
    Tatlı likitlerde amaç buhar değil, lezzet derinliği yaratmaktır. Bu yüzden genellikle düşük watt’lı pod cihazlarda daha keyifli bir deneyim sunarlar.


    3. Mentollü ve Buzlu Aromalar: Ferahlığın Zirvesi

    Kimileri için e-sigara deneyimi, mentol olmadan eksiktir.
    Mentollü aromalar, boğaz vurumunu artırır, serinlik hissi verir ve özellikle sıcak havalarda içimi mükemmel hale getirir.

    Klasik Mentol (Mint):
    Basit ama etkili. Sade mentol likitler, özellikle tatlı veya meyveli aromalarla karıştırıldığında mükemmel sonuç verir. “Mint Fusion”, “Spearmint” veya “Ice Mint” gibi likitler, sigaraya yakın bir hissiyat sağlar.

    Ice Serileri (Cool/Chill Likitler):
    Bu kategori, genelde karpuz, mango, üzüm gibi meyveli likitlerin mentollü versiyonlarını kapsar. “Mango Ice”, “Grape Chill”, “Peach Ice” gibi aromalar son dönemde en çok satanlar arasında.
    Sebebi basit: Ferahlık hissi, tatlı aromaların ağırlığını dengeliyor. Böylece hem aromatik hem serin bir içim elde ediliyor.

    Mentollü likitler, ayrıca boğaz vurumunu artırmak isteyen kullanıcılar için de harika bir seçenek. Tat fazla yoğun değilse bile, mentol bu eksikliği kapatır.


    4. Tütün Aromaları: Eski Alışkanlıklara Saygı

    Sigarayı yeni bırakmış kullanıcıların ilk durağı genellikle tütün aromalı likitler olur. Çünkü damakta alışık olunan o “kavrulmuş” tat hissini ararlar.

    Classic Tobacco:
    Yumuşak içimli, hafif tatlımsı bir aromadır. Gerçek tütünün yakıcı etkisi olmadan aynı hissi verir. Gün boyu içim için idealdir.

    Virginia veya American Blend:
    Bu aromalar genelde hafif odunsu veya cevizimsi tatlar taşır. Özellikle sabah kahvesiyle mükemmel gider.
    Tütün aromaları genellikle tatlı veya vanilyalı likitlerle karıştırılarak “Dessert Tobacco” adıyla da satılır — bu kombinasyon hem klasik sigara hissini hem tatlı likit keyfini bir araya getirir.

    Mentollü Tütün (Menthol Tobacco):
    Klasik sigara hissini özleyen ama ferahlığı da sevenler için birebir. Hem nostaljik hem serin bir deneyim sunar.

    Tütün aromaları artık sadece “geçiş” aroması değil; birçok deneyimli kullanıcı, yıllar geçse de bu aromalardan vazgeçmiyor.

  • Likitlerin Raf Ömrü Ne Kadar? Bozulduğu Nasıl Anlaşılır?

    Elektronik sigara kullanıcılarının en sık merak ettiği konulardan biri, kullandıkları likitlerin raf ömrüdür. Çünkü birçok kişi birkaç şişe likit alıp kenara koyar, sonra aylar geçince aklında hep aynı soru belirir: “Bu likit hâlâ kullanılabilir mi, yoksa bozuldu mu?”
    Aslında likitler gıda gibi çabuk bozulmaz, ama kimyasal yapıları gereği zamanla değişirler. Tat, koku, renk ve performans açısından fark edilir bir dönüşüm yaşanır. Bu yazıda, likitlerin ömrünün ne kadar sürdüğünü, bozulup bozulmadığını nasıl anlayabileceğini ve saklama koşullarının neden bu kadar önemli olduğunu detaylı ama sade bir dille anlatacağım.


    1. Likitlerin Ortalama Raf Ömrü Nedir?

    Bir elektronik sigara likitinin ortalama raf ömrü genellikle 1 ila 2 yıl arasındadır. Ancak bu süre, içeriğindeki bileşenlerin kalitesine, saklama koşullarına ve üretim tarihine bağlı olarak değişir.

    Likitlerin ana bileşenleri şunlardır:

    • Propilen glikol (PG): Tat ve boğaz vurumunu sağlar.
    • Bitkisel gliserin (VG): Buharın yoğunluğunu artırır.
    • Aroma vericiler: Farklı tatlar oluşturur.
    • Nikotin (opsiyonel): Kullanıcının tercihine göre eklenir.

    Bu maddelerin hiçbiri tek başına kolay bozulmaz, ancak zamanla kimyasal yapılarında küçük değişimler olur. Özellikle nikotin oksitlenmeye meyillidir. Yani hava, ışık ve sıcaklıkla temas ettiğinde rengi koyulaşır, etkisi azalır. Aynı şekilde aroma bileşenleri de zamanla çözünürlüğünü yitirir, bu da tadın zayıflamasına neden olur.

    Kısacası, ideal koşullarda saklanan bir likit:

    • Açılmamışsa: 18 ila 24 ay arası tazeliğini korur.
    • Açılmışsa: 6 ila 12 ay içinde tüketilmesi önerilir.

    Yani elindeki likiti yıllarca saklamak mantıklı değildir. En iyisi, her zaman taze üretimli ve yakın tarihli likitleri tercih etmektir.


    2. Bozulmuş Likit Nasıl Anlaşılır? Belirtiler Nelerdir?

    Likitin bozulduğunu anlamak aslında sanıldığı kadar zor değildir. Aşağıda sayacağım belirtilerden biri bile varsa, cihazına doldurmadan önce dikkat etmelisin.

    🔸 Renk Değişimi:
    Yeni bir likit genellikle açık ve berrak renklidir. Ancak zamanla nikotinin oksitlenmesiyle renk koyulaşır; açık sarı likit kahverengiye dönebilir.
    Renk hafifçe değişmişse bu normaldir, ama çok koyu, bulanık veya katmanlı görünüyorsa artık kullanma zamanı geçmiştir.

    🔸 Koku Farkı:
    Taze bir likit, aromasına uygun şekilde kokar — örneğin meyveli likit meyve gibi, tütün aromalı likit hafif dumanlı bir kokuya sahiptir.
    Bozulmuş bir likit ise ekşi, kimyasal veya bayat bir koku yayar. Şişeyi açtığında rahatsız edici bir kokuyla karşılaşıyorsan o likiti çöpe atmak en doğrusudur.

    🔸 Tat Değişimi:
    Belki de en belirgin fark budur. Likitin bozulduğunu çoğu zaman ilk puff’ta anlarsın.
    Tat donuklaşır, aromalar kaybolur veya metalik bir tat gelir. Boğazda yanma hissi artabilir. Bunlar, likitin içeriğindeki aromaların çözüldüğünü ve nikotinin dengesini kaybettiğini gösterir.

    🔸 Yoğunluk (Viskozite) Farkı:
    Zamanla VG yoğunlaşır veya ayrışır, bu da likitin yapısını değiştirir.
    Şişeyi salladığında karışmıyorsa, üstte açık bir sıvı tabaka oluşmuşsa veya likit kıvam olarak jelimsi hale gelmişse — maalesef o likit artık işlevini yitirmiştir.


    3. Saklama Koşulları: Likitin Ömrünü Uzatmanın Sırrı

    Bir likitin ömrünü belirleyen en önemli faktör nasıl saklandığıdır. Hatalı depolama koşulları, en kaliteli likiti bile birkaç ayda kullanılamaz hale getirebilir.

    İşte dikkat etmen gereken birkaç altın kural:

    • Işıktan uzak tut: Güneş ışığı nikotini hızla oksitler, aromayı bozar. Şeffaf şişelerdeki likitleri doğrudan ışığa maruz bırakma.
    • Serin yerde sakla: 18–25°C arası sıcaklık idealdir. Çok sıcak ortamlar kimyasal yapıyı bozar, çok soğuk ortamlar ise likiti kristalleştirir.
    • Kapağı sıkıca kapat: Hava girişi oksidasyonu hızlandırır. Her kullanım sonrası kapağı sıkıca kapatmayı unutma.
    • Buzdolabına koyma: Bazı kullanıcılar buzdolabında saklamayı tercih eder ama bu yanlış bir yöntemdir. Soğuk, aromanın çözülmesini engeller ve tat kaybına yol açar.

    Eğer uzun süre saklamak istiyorsan, karanlık ve serin bir dolapta, dik konumda ve orijinal ambalajında tutmak en güvenli seçenektir.


    4. Bozuk Likit Kullanmanın Zararları

    Bozulmuş bir likiti “idare eder” düşüncesiyle kullanmak hem cihazına hem sağlığına zarar verir.
    Öncelikle, oksitlenmiş nikotin boğazı tahriş eder ve boğaz vurumunu aşırı artırır. Ayrıca coil (bobin) bu tür likitlerde çok daha hızlı yanar çünkü yoğunluk ve aroma dengesi bozulmuştur.
    Sonuçta hem yanık tat oluşur hem de coil ömrü ciddi şekilde kısalır.

    Sağlık açısından da risk vardır. Bozulmuş likitlerdeki kimyasal dengesizlik, solunduğunda ağır kimyasal buhar etkisi yaratabilir. Kısa vadede boğaz yanması, öksürük, mide bulantısı gibi semptomlar görülebilir.

    Kısacası, birkaç mililitre likiti çöpe atmak coil değişimi ya da sağlık sorunuyla uğraşmaktan çok daha ucuzdur.


    Taze Likit, Keyifli Deneyim

    Elektronik sigara keyfinin temelinde tat ve aroma dengesi vardır. Bu dengeyi korumanın yolu da taze, doğru saklanmış likitler kullanmaktan geçer.
    Raf ömrü ortalama 1–2 yıl olsa da, en iyi deneyimi her zaman üretim tarihinden sonraki ilk 6 ay içinde alırsın.

    Kısacası; renk, koku, tat veya kıvamda bir gariplik fark ettiğinde o likiti zorlamaya gerek yok. Taze likit, her zaman daha güvenli, daha lezzetli ve daha keyiflidir.
    Unutma, elektronik sigara deneyiminin kalitesi sadece cihazla değil — likitin tazeliğiyle de başlar.

  • Vozol Cihazında Tat Kalitesini Artırmanın Pratik Yolları

    Elektronik sigara deneyiminde en önemli unsurlardan biri tartışmasız tat kalitesidir. Buharın yoğunluğu, aromanın netliği ve boğaz hissi (throat hit) ne kadar iyi olursa, deneyim o kadar keyifli hale gelir. Özellikle Vozol gibi kaliteli markalarda, cihazın performansını doğru şekilde kullanmak tat farkını ciddi ölçüde artırabilir. Ancak birçok kullanıcı cihazdan tam verim alamaz, bunun da nedeni genellikle küçük ama kritik detayların atlanmasıdır.

    Bu yazıda, Vozol cihazında tat performansını artırmanın en etkili ve pratik yollarını adım adım anlatacağım. Ne teknik jargon, ne karışık terimler… Her şey sade, uygulanabilir ve işe yarar.


    1. Doğru Çekim Tekniğini Kullanmak: Yavaş ve Kontrollü Çekim

    Vozol cihazları genellikle pod sistemli ya da disposable (kullan-at) yapıda oldukları için, buhar üretimi klasik “nefes çek ve bırak” mantığıyla değil, yavaş ve istikrarlı çekimle en iyi sonucu verir.
    Birçok kullanıcı “daha fazla tat alayım” düşüncesiyle sert ve hızlı çekim yapar, ama bu tam ters etki yaratır. Çünkü coil (bobin) likiti tam ısıtamadan çekim yapılırsa, aroma tam olarak buharlaşmaz.

    İdeal yöntem şudur:

    • Cihazı dik tut.
    • Yaklaşık 3–4 saniyelik, yavaş ve sabit bir çekim yap.
    • Buharı ciğerlerine alıp hemen verme, 1–2 saniye kadar tut.

    Bu yöntemle likit tamamen buharlaşır, aromalar netleşir ve cihazın gerçek performansı ortaya çıkar. Ayrıca coil’in ömrü de uzar, çünkü ani ısınma yaşanmaz.

    Unutma: Vozol cihazları yüksek performanslı ama hassas cihazlardır; doğru çekim, tat farkı yaratır.


    2. Cihazı ve Coil’i Temiz Tutmak: Küçük Bakım, Büyük Etki

    Tat kalitesini düşüren en yaygın nedenlerden biri kirli coil veya kalıntı dolu kartuştur. Likit kalıntıları zamanla pamuk ve tel üzerinde birikerek aromayı bozar, bu da “donuk tat” denilen durumu oluşturur.
    Eğer Vozol cihazın şarjlı ve kartuş değiştirilebilir bir modelse, düzenli bakım şarttır.

    Yapman gerekenler:

    • Kartuşu haftada bir kez ılık suyla durula. Ancak yeniden takmadan önce tamamen kurumasını bekle (nemli takarsan kısa devre riski olur).
    • Cihazın bağlantı noktalarını kuru bir pamukla sil.
    • Coil değiştirilebilir bir model kullanıyorsan, 2–3 haftada bir yenisini tak.

    Disposable (tek kullanımlık) Vozol modellerinde ise (örneğin Vozol 6000 veya 9000), cihazı dikey konumda tutmaya dikkat et. Bu sayede likit coil’in alt kısmında eşit dağılır ve her puff’ta stabil aroma alırsın.

    Küçük bir temizlik rutini, tıpkı kahve makinesini temiz tutmak gibidir — fark hemen hissedilir.


    3. Uygun Likit Seçimi: Tat Kalitesini Belirleyen Gizli Faktör

    Tat kalitesi sadece cihazla değil, likitle de doğrudan ilgilidir. Vozol cihazları genellikle salt nikotin likitlerle en iyi performansı verir. Çünkü salt likitler daha ince yapılıdır ve coil tarafından daha hızlı emilir.
    Freebase likitler ise daha yoğun yapılıdır ve bazı Vozol modellerinde (özellikle pod sistemlerinde) coil’i zorlayabilir.

    Ayrıca likitlerin VG/PG oranı da çok önemlidir:

    • PG (Propilen Glikol): Tadı taşır, boğaz vurumunu artırır.
    • VG (Bitkisel Gliserin): Buhar miktarını artırır ama aromayı biraz yumuşatır.

    Vozol cihazlarında en dengeli tat için %50 VG / %50 PG veya %60 VG / %40 PG oranı idealdir.
    Aroma seçerken de aşırı tatlı veya şekerli likitlerden kaçınmak gerekir; bu tür likitler coil üzerinde kalıntı bırakır ve zamanla aromayı boğar.

    Eğer uzun süre aynı aromayı kullanıyorsan, arada bir farklı aroma denemek tat duyularını yeniler. Tıpkı sürekli aynı kahveyi içmenin bir süre sonra tatsız gelmesi gibi, likit aroması da damağı “alıştırır.”


    4. Sıcaklık, Şarj ve Kullanım Alışkanlığı: Küçük Detaylar, Büyük Farklar

    Birçok kullanıcı farkında olmadan cihazın performansını çevresel etkenlerle düşürür.
    Örneğin cihazın şarjı azaldığında, coil’e giden güç zayıflar. Bu da likitin yeterince ısınamamasına, dolayısıyla aromanın zayıflamasına neden olur.
    Bu yüzden Vozol’unu %30’un altına düşmeden şarj etmeye çalış.

    Bir diğer önemli faktör ortam sıcaklığıdır. Aşırı soğuk havalarda likit yoğunlaşır ve coil tarafından zor emilir. Bu durumda tat zayıflar, buhar miktarı azalır. Eğer dışarıdaysan cihazı ceket cebinde, vücut sıcaklığına yakın bir yerde taşımak performansı korur.

    Son olarak, aşırı çekim yapmak da tat kalitesini düşürür. Her çekim arasında cihazın likiti pamuğa yeniden emmesi gerekir. 5 saniyede bir puff yapmak, coil’in kurumasına yol açar.
    Yavaş iç, cihazı dinlendir, sonra devam et. Bu hem aromayı korur hem coil ömrünü uzatır.


    Küçük Dokunuşlarla Büyük Tat Farkı

    Vozol cihazları zaten güçlü ve aromatik performanslarıyla bilinir. Ama her cihaz, doğru kullanım alışkanlıklarıyla gerçek potansiyelini gösterir.
    Düzenli temizlik, doğru likit seçimi, yavaş çekim ve şarj seviyesine dikkat etmek — hepsi tat deneyimini ciddi ölçüde geliştirir.

    Eğer bu önerileri uygularsan, her puff’ta likitin orijinal aromasını hissedersin. Yanık tat, kuru çekim veya donuk aroma gibi sorunlar tarihe karışır.
    Kısacası, Vozol’unu doğru kullanırsan, sadece buhar değil, gerçek tat keyfi de senin olur.

  • Elektronik Sigara Mı, Klasik Sigara Mı? Temel Farklar

    Sigarayı bırakmak isteyenlerin veya daha “temiz” bir alternatif arayanların ilk karşılaştığı soru genellikle budur: Elektronik sigara mı, yoksa klasik sigara mı daha mantıklı?
    Bu iki ürün temelde aynı amacı taşıyor gibi görünür — nikotin almak. Ama çalışma prensipleri, içerikleri ve vücuda etkileri tamamen farklıdır. Kimi kullanıcı, “dumanın yerini buhar mı alırmış?” derken, kimisi de e-sigaranın getirdiği pratiklik ve tat çeşitliliğiyle sigarayı unutuyor.
    Gelin bu farkları sade, samimi ve net şekilde açıklayalım.


    1. Yanma ve Buharlaşma Arasındaki Büyük Fark

    Klasik sigara ile elektronik sigara arasındaki en temel fark yanma ve buharlaşma sürecidir.
    Klasik sigarada tütün, ateşle yanar. Bu yanma süreci sırasında binlerce kimyasal madde açığa çıkar — zifir, karbonmonoksit, amonyak ve daha niceleri. İşte bu maddeler, akciğerlerinize, dişlerinize ve damarlarınıza ciddi zararlar verir.

    Elektronik sigarada ise durum farklıdır. Burada yanma değil, ısıtma vardır. Cihaz içindeki coil (bobin), likiti belirli bir sıcaklıkta buharlaştırır. Yani ortada duman değil, buhar bulunur.
    Bu fark çok önemlidir çünkü yanma olmadığı için karbonmonoksit ya da zifir gibi zararlı yan ürünler ortaya çıkmaz.

    Tabii “zararsız” demek mümkün değil, ama klasik sigaraya kıyasla e-sigara çok daha az zararlı bileşen içerir. Bu nedenle birçok kullanıcı, e-sigarayı bir “zarar azaltma aracı” olarak görür.

    Özetle:

    • Klasik sigara: Yanma sonucu duman ve toksik gazlar üretir.
    • E-sigara: Isıtma yoluyla buhar üretir, daha temiz bir sistemdir.

    2. İçerik ve Kimyasal Bileşenler: Hangisi Daha Temiz?

    Klasik sigarada ortalama yaklaşık 7.000 kimyasal madde bulunur. Bunların 70’ten fazlası doğrudan kansere neden olan maddelerdir. Zifir, arsenik, karbonmonoksit ve formaldehit gibi bileşenler solunduğunda akciğerlere kalıcı zarar verir.

    Elektronik sigaranın likitlerinde ise genellikle 4 temel bileşen vardır:

    • Propilen glikol (PG): Aromayı taşır, boğaz vurumunu artırır.
    • Bitkisel gliserin (VG): Buhar yoğunluğunu sağlar.
    • Aroma: Tatlandırıcı bileşen.
    • Nikotin: İhtiyaca göre değişen oranlarda bulunur.

    Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: e-sigara kullanıcıları likit seçimini kendileri yapar. Yani ister nikotinsiz, ister düşük nikotinli likitlerle devam edebilirler. Klasik sigarada böyle bir seçenek yoktur; nikotin oranı sabittir ve genellikle yüksektir.

    Bir başka fark da tat deneyimidir. Klasik sigara her zaman aynı tada sahiptir. Elektronik sigarada ise yüzlerce aroma vardır — tütün, mentol, meyve, kahve, hatta tatlı aromalar bile bulunur. Bu da sigarayı bırakmak isteyenler için geçişi daha keyifli hale getirir.


    3. Sağlık Etkileri ve Koku Farkı

    Klasik sigaranın en belirgin özelliklerinden biri kokusudur. Duman elbiseye, saçlara ve odaya siner. Bu koku çoğu zaman rahatsız edici ve kalıcıdır. Elektronik sigara ise koku bırakmaz. Buhar saniyeler içinde dağılır, çevredeki insanları rahatsız etmez.

    Sağlık açısından baktığımızda da tablo nettir.
    Klasik sigara:

    • Akciğer kanseri, KOAH, kalp hastalıkları ve damar tıkanıklığı riskini artırır.
    • Diş sararmasına, ağız kokusuna ve cilt yaşlanmasına yol açar.
    • Dumanı pasif içiciler için de zararlıdır.

    Elektronik sigara:

    • Zifir ve karbonmonoksit içermediği için akciğer hasarını ciddi oranda azaltır.
    • Ancak uzun vadeli etkileri konusunda henüz tam bilimsel veri yoktur.
    • Yine de “daha az zararlı alternatif” olarak kabul edilir.

    Birçok eski sigara içicisi, e-sigaraya geçtikten sonra nefes darlığının azaldığını, tat ve koku duyularının geri geldiğini belirtmiştir. Bu da buharın sigara dumanına kıyasla vücut üzerindeki yükünü açıkça gösteriyor.


    4. Ekonomik ve Sosyal Farklar

    İşin bir de maddi boyutu var. Klasik sigara fiyatları sürekli artarken, e-sigara uzun vadede çok daha ekonomiktir. Başlangıçta bir cihaz almak gerekir ama sonrasında sadece likit veya coil değişimiyle devam edilir.
    Ayrıca tek kullanımlık (disposable) e-sigaralar da pratik bir seçenek haline gelmiştir. Örneğin Vozol veya Elfbar gibi markalar, yüzlerce puff kapasitesiyle uzun süre kullanım sunar.

    Sosyal açıdan bakıldığında da e-sigara daha “kabul edilebilir” bir alışkanlıktır. Koku yaymaz, çevreyi rahatsız etmez, küllük gerekmez. Ofiste, arabada veya dışarıda kullanmak daha kolaydır.
    Klasik sigara içen birinin cebinde kül kokusu, dudak kenarında sararma ve ellerinde duman kokusu kaçınılmazdır; e-sigara kullanıcılarında bu sorunlar yaşanmaz.